Ben de olmalıydım Gazze’ye uzayan güvertelerinde..
Gözbebeklerinde uyanmalıydım yeni bir güne bir mahzun bakışın
Dünyaya nereden bakıyorsa Hüda Ghaliye
Tel örgülerin ardındaki umarsız sessizliğe, orada çığlık olmalıydım
Ve şimdi sen Akdeniz’de bir kuğu gibi asil ve heybetli
Bekliyorsun heyecanla Gazze kıyılarında büyümeyi
Büyümek nedir bilir misin bir yetimin yüreğinde?
Ve süzülmek Yunus gibi dua taşıyan gövdenle..
Sinende dirilttiğin yüzlerce yürekle yürüyerek
Yüreksizlerin korkulu bakışları arasında
Pervasızca büyüyorsun fütursuz
Korkuyu salarak korkağın karmaşık dimağına ruhsuz
Özgürlük marşları yükseliyor Akdeniz’de boydan boya
İşte gemiye geç biniyorum bir yanım hep bekleyişte
Ne kıyıda kalabiliyorum ne de gemiye yükselişte
Mekândan azade inşirah için serzenişte..
Bir martı yapıştı gün batımında beyaz köpüklü eteklerine
Öncesinde suya ne hasret ve ne de zarafet yüklerdim bu kadar
Ne süslü kelimeleri ne de taşları bezerdim dehlizlerine
Ürkerdim haşin dalgalardan isimsiz gemilerin güvertelerinde..
Şimdi sana ayak basmayanlar vicdan hapsinde dolaşır durur
Gündüz ve gecelerde aynı rotada yol alır durur
Akdenizde su uyur da düşman uyumaz
Zalimin yüreği tetikte çekiyor Mavi Evi Aşdod’a ıslah olmaz
Ezgi ezgi büyüyor hapishanelerde yürekler
Cisme kilit vursalar da ruh yükseliyor duaya geliyor melekler
Ardında binlerce duacı gözü yaşlı rahmet diler
Furkan duadaydı ve şimdi Furkan için dünya duada
Ve Analar duada: ‘keşke doğsa binlerce sana benzer evlatlar!’
Ayşe OLGUN